Siyez Bulguru

Siyez Nedir ?

Siyezin Tarihi

Siyez Buğdayına arkeobotanikçiler Hititlerin ZIZ dediğini söylüyorlar. Siyez Buğdayı ülkemizde de SİYEZ, IZA, KAVILCA ve KAPLICA isimleriyle anılıyor.

Bizim yöremizde ise siyez buğdayına Kastamonu şivesiyle GABULCA da deniliyor.
Siyez Buğdayı tarımının yurdumuz topraklarındaki öyküsü, pek çoğumuzun hayal bile edemeyeceği kadar eski zamanlara; okuduğumuz, bildiğimiz tüm uygarlıklardan öncelere uzanıyor. Peki bunu nasıl anlıyoruz ?

Urfa iline 18 km mesafede bulunan GÖBEKLİTEPE deki kalıntıların yaşlarının tespiti ile insanoğlunun günümüzden 12.000 yıl önce GÖBEKİTEPE’de yerleşik hayata geçtiği  biliniyor. (Göbeklitepe “Bereketli Hilal” diye adlandırılan bölgede bulunuyor) 

Bilim insanları da İnsanoğlunun 12.000 önce yerleşik hayata geçtiğinde tarımını yaptığı ilk buğdayların da  SİYEZ BUĞDAYI ve GERNİK olduğunu söylüyorlar.

Bunun için biz de İhsangazi İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak siyez buğdayı ile ilgili bazı tanıtım afişlerimizde “Siyez Buğdayı 12.000  yaşında” ifadesini kullanıyoruz.

Göbeklitepe den anlıyoruz ki buğday tarımı dünyada ilk olarak Siyez Buğdayı tarımı ile Anadolu topraklarında başlamıştır ve buğdayın anavatanı ülkemiz topraklarıdır.

Daha sonraki dönemlerde ekmeklik buğday (Triticum aestivum) ve makarnalık buğday (Triticum durum) ortaya çıkıyor.Siyez buğdayı günümüz modern buğdaylarından farklı olarak 2n=14 kromozomludur. Günümüz modern buğdaylarının kromozom sayıları ise 2n=42 ye kadar çıkmaktadır.

Siyez Buğdayının geçmişten günümüze İlçemizde halen yetiştiriliyor olmasındaki en önemli faktör; ilçemizde büyük yerleşim yerlerinden uzak, sarp, engebeli, eğimli ve henüz modern tarım sistemlerinin ulaşmadığı bölgelerin bulunması ve bu bölgelerde ki çiftçilerimizin de siyez buğdayı tarımını ve siyez buğdayını değerlendirme şekillerini bir kültür olarak algılamalarıdır.

Yani bizim İlçemizde siyez buğdayı tarımı bir kültürdür.

İlçemiz koşularında siyez buğdayı ekimi büyük oranda güzlük ekim diye tabir ettiğimiz 15 Ekim ile 20 Kasım tarihleri arasında arası gerçekleştirilir, az miktarda da olsa siyez buğdayı ekimi baharda 6 Mayıs tarihine kadar da yapılmaktadır.

İlçemizde birkaç yıl öncesine kadar dağ köyleri diye tabir ettiğimiz, arazilerinin eğimlerinin makinalı tarıma uygun olmadığı köylerde geleneksel yöntemlerle yani öküz ve karasaban kullanılarak siyez buğdayı tarımı yapılmaktaydı.

Ekme işlemi uygulanırken genelde kazayağı üzerine mibzerle ekim yapılır, küçük arazilerde de elle serpme yöntemi uygulanarak ekim gerçekleştirilir. Üreticiler siyez ektikleri her araziye gübre atmazlar, kendilerinin gerekli gördüğü araziye gübre atarlar, attıkları bu gübre miktarı da yaklaşık dönüme 8 kg (8 Kg/dönüm) civarıdır.

Bu rakamda normal buğdaya atılan gübrenin yarısı hatta yarısından da azdır. ( Siyez aslında kendi otokontrolünü yapmıştır, çiftçi ben fazla gübre atayım da fazla ürün alayım diye düşünürse ve fazla gübre atarsa siyez o yıl çok boylanır ve yatar, bu durumda da hem dane verimi azalır hem de hasat işlemi çok zorlaşır.

Onun için çiftçi siyeze atsa atsa ömründe bir defa fazla gübre atar ve atmaması gerektiğini öğrenir, onun için bölgemizde yetişen siyezler naturale çok yakındır hatta birçoğu naturaldir, diyeyebiliriz.)

İlçemiz koşullarında siyez buğdayı Temmuz sonu – Ağustos başı gibi hasat olgunluğuna gelir. (Baharda ekilen siyez buğdayı, güzün ekilen siyez buğdayına göre bir hafta kadar daha geç hasat olgunluğuna gelir.)

Hasat traktör arkasına bağlanan ekin biçme makinası ile veya biçerdöver ile yapılır. Eğimi Traktörün çalışmasına uygun olmayan veya küçük olan arazilerde de geleneksel yöntem olan tırpan ile hasat yapılır. Tarladaki ürün traktörle veya tırpanla hasat edilmişse harman işlemi patoz dediğimiz makine ile gerçekleştirilir. 

Tarladaki ürün biçerdöverle hasat edilirse zaten harman işlemini de biçerdöver hasat esnasında yapar.

İlçemizde hasat; harman sonucu elde edilen siyez buğdayı ürünü üç şekilde değerlendirilir. Bundan 8-10 yıl öncesine kadar İlçemizde hasat-harman sonucu elde edilen siyez buğdayının çok büyük bir kısmı (yaklaşık % 80 gibi) hayvan yemi olarak kullanılmaktaydı.

Her geçen yıl hayvan yemi olarak kullanılan bu oran azaldı, aynı zamanda da ekim alanlarında ciddi bir artış gerçekleşti.

Tabi ki bu durumun sebebi siyez buğdayının kamuoyunda daha çok gündeme gelmesi ve tarım müdürlüğü personellerinin her fırsata üreticilere “ürettikleri siyez buğdayının büyük bir kısmını hayvan yemi olarak değerlendirmemelerini, bulgur veya un yapmalarını, siyez buğdayının insanlar için çok sağlıklı bir besin olduğunu ve bu besinin daha çok insanla tanışması gerektiğini” eğitim yayım çalışmalarında anlatmaları etkendir. 

Çiftçilerimizin siyez buğdayını hayvan yemi olarak kullanmalarının sebebi, çiftçilerimizin eskiden beri atalarından görüp öğrendikleri tecrübeleridir. Mesela çiftçi hayvanını zayıf, halsiz gördüğünde siyez buğdayı yedirdiğinde hayvanının daha sağlıklı olduğunu gözlemlemiştir.

Bir diğer örnek siyez buğdayını tavuklarına yedirdiğinde tavukların daha sık aralıklarla yumurtladıklarını gözlemlemiştir. Onun için çiftçilerimizin kültüründe siyez buğdayını hayvan yemi olarak kullanmak vazgeçilmez bir kültürdür.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Alışveriş Sepeti